Rafet ULUTÜRK Kimdir? 46 yaşında
Kırcaali’nin Köseler köyünde doğdu. Filibe’de (Plovdiv) Vakıf Müdürü olarak
görev yaptı. 1997 yılında Türkiye’ye göç etti. Türkiye’ye geldikten sonra
sırasıyla, Balkan Türkleri Dayanışma ve Kültür Derneği Sekreterliğinde, Bulgaristan’a ihracat yapan
ADN İç ve
Dış Tic. Firmasında danışman, İstanbul Valiliği Türk Dünyası ve Akraba
Toplulukları Koordinatörlüğünde, görev yaptım ve 2011 yılında da BULTÜRK Genel
Başkanlığına seçildi.
Sn. ULUTÜRK son 20 yıldır
demokrasi döneminde göçmenlerin oyları %99 neden HÖH’e verildi?
Meseleye geniş bir perspektiften
bakmak lazımdır. Bu nedenle cevabım biraz uzun olacaktır. Sadece Türkiye’deki Bulgaristan
vatandaşlarının oyları değil Bulgaristan’da Türk ve Müslüman topluluğunun
ağırlıklı olduğu bölgelerde de oyların %99 u HÖH e gitmektedir. Dönem dönem
inişli çıkışlı grafik çizebilir, ancak ortalamada oylar sürekli HÖH e
gitmektedir. Bizim meselemiz oyların kime gittiğinden ziyade mensubu olduğumuz
topluluğa ne gibi hizmetlerin verildiği, sorunları ile ne kadar ilgilenildiğidir. Gelelim
sorunun esasına. Biz de bazı sorulara cevap arıyoruz. Herkesin malumu olduğu
gibi Bulgaristan’daki Türk toplumu ancak orta çağda görülebilecek baskı ve şiddette
maruz kaldı. Hatta kültürel soykırım yanında insanlık suçları da işlendi. Altı
aylık bebek sırf Müslüman ismi taşıyor diye kurşunlandı. Şimdi şapkamızı masaya
koyup düşünelim. Bütün bunlar karşısında Bulgaristan ne yaptı? 20 yıldır tek
bir dava dahi açılmadı, suçluların adeta ölmesi bekleniyor. Bulgaristan’da bu
katillerin ve tiranların peşine düşecek cesur bir savcı yok mu? Biz kaç kişinin
sorgulanıp yargılanacağı ile ilgilenmiyoruz. Bu yüz kişi de olabilir yüz bin
kişi de olabilir. Ancak işlenen suçlara karşı Bulgaristan kayıtsız
kalmamalıydı. Bu nedenle oyların belli yönlerde gitmesi yadırganacak bir durum
değildir.
Biz
Bulgaristan’ın kendi geçmişi ile bir an önce yüzleşmesini ve hesaplaşmasını
bekliyoruz. Biz bu yüzleşmeyi ve hesaplaşmayı GERB’in gerçekleştirebileceğine
inanıyoruz. Bunun hiçbir şekilde intikam duygusu olarak algılanmasını
istemiyoruz. Sadece suçlular hak ettiği cezayı bulmalıdırlar. Unutulmamalıdır
ki, bu suçluların içinde bazı Türkler de var. Bundan
Bulgaristan’ın kaybı olacağını düşünmüyoruz tam aksine güvenin sağlanması
anlamına gelecektir.
Sizler Türkiye’de göçmen
derneklerini çok iyi tanıyorsunuz, sizce hepsi de mi HÖH’e yakınlar?
Göçmen derneklerinin tamamına yakını
70-80 li yıllarda kurulmuştur. Bu yıllarında siz ne manaya geldiğini çok iyi
biliyorsunuz. Yani yine geldik yukarıdaki yüzleşme ve hesaplaşma meselesine.
Geçmişin
izlerini silmek kolay değildir. Bu nedenle çok çaba sarf etmek gerekir. Yeri
gelmişken bir örnek vereyim. 1968 Bulgaristan Türkiye göç anlaşmasının
12.maddesinde sosyal haklar ile ilgili problemlerin bilahare görüşüleceği
belirtilmektedir. 44 yıldır bu insanlar beklemektedir. Ne zaman? Bunun gibi
daha çok mesele var. Yani insanların zihniyetini değiştirmek bazı şeylerin
yapılmasından ve onlara değer verilmesinden geçmektedir. Bu gidişatı
değiştirmeye talip olan siyasi partiler bu topluluğun oylarını
kazanabileceklerdir.
Önümüzdeki Genel
seçimlerde nasıl olacak? Göçmen dernekleri yine mi HÖH’ü destekleyecekler?
Seçime katılacak siyasi partilerin
sunacakları seçim programlarına bağlı olduğunu düşünüyorum. Şayet toplumsal
güveni sağlayıcı ve artırıcı programlar sunulur ise oy akışında değişiklikler
mutlaka olacaktır. Şayet 20 yıllık Bulgaristan’ın demokrasi geçmişini
incelersek esasında siyasi partilerin genelini Türk- Müslüman topluluğa karşı
güvensiz davrandıklarını kolayca görebilirsiniz. Örneğin, Hangi siyasi parti
Kırcaali’de belediye başkan adayını Türk olarak belirleyebildi. Halk artniyeti
hemen anlar. Neticede oylar Türk-Müslüman
topluluğunu temsil ettiğini belirten partilere akmaktadır ve akacaktır.
Türkiye’de kriz yok ve
insanların yaşam standartları Bulgaristan’a göre çok çok iyi. Bulgaristan’da
seçimleri kim kazanacağı neden onları ilgilendiriyor?
Sorunuz bu insanların Bulgaristan
vatandaşı olduklarını göz ardı ettiğiniz izlemini bırakıyor bende. Siz Amerika’da
yaşasanız Bulgaristan ile tüm ilişkilerinizi koparacak mısınız? Bu insanlar
Bulgaristan’da doğup büyümüşler, Bulgaristan’ın vatandaşları. Geride
bıraktıkları acı tatlı günleri, büyük bir geçmişleri var. Akrabaları var
yakınları var ve onların durumları tabi ki herkesi düşündürmektedir. Bu nedenle
Bulgaristan’da kıpırdayan yaprak bile onları ilgilendirmektedir.
Hiçbir şey belli olmaz bakarsınız
yarın 89’un göçü tekrar bu sefer ise geri dönüşü başlar.
Derneğiniz GERB partisi
ile köprü oluşturuyor. Neden?
Biz herhangi bir siyasi parti veya
sivil kuruluş ile köprü meselesinde değiliz. Biz Türkiye ile Bulgaristan
arasında iyi niyet, güven, işbirliği, karşılıklı hoşgörü, iyi komşuluk ve
kültürel bağların güçlendirilmesi köprülerinin atılması meselesindeyiz. Nüfusu
100 milyona dayanan Türkiye 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracatı
hedeflemektedir. Bu demektir ki, Türkiye bir o kadarda ithalat yapacaktır.
Netice itibarı ile bu gün Türkiye ile Bulgaristan arasında 4-4.5 milyar dolar
civarında olan ticaret hacmi 40 hatta 60 milyar dolara ulaşacak demektir. Bu
ticaret hacmi de Bulgaristan’ın GSMH’sında adeta bir uzun atlayış
gerçekleştirecektir ve Bulgaristan vatandaşlarının refah seviyelerinde de bir
sıçrama meydana getirecektir. Yani 10 sene devletlerin hayatında son derece
kısa bir zaman dilimidir. Biz teşkilat olarak bu gelişmelerden mensubu
olduğumuz topluluğun maksimum düzeyde faydalanmasından yanayız. Yani Bulgaristan’daki
refah dağılımının tüm kesimlere eşit olmasını arzu ediyoruz. GERB’i de bu
politikaları en iyi şekilde uygulayabilecek bir parti olarak görüyoruz. Yoksa
bizim meselelerimiz anladığınız gibi siyasi partiler değildir.
Yeri
gelmişken şöyle izah edeyim. Kırcaali bölgesinde ahali şimdiye kadar geçimini
genelde tütünden bir kısım da hayvancılıktan sağlıyordu. Ancak tütüncülüğün
gerilemesi büyük bir refah kaybına sebep olmuştur. Bu nedenle alternatif geçim
kaynaklarının araştırılması ve belirlenmesi gerekir. Kırcaali bölgesinde hangi
tarım ürünün halkın refahını en iyi şekilde yükselteceğini araştırmak, bulmak
ve uygulamak lazım. Bunu da kapsayıcı ve kucaklayıcı bir siyasi parti
gerçekleştirebilir. İşte bizim meselelerimiz bunlardır. Şimdiye kadar bunları
hiç kimse yapmadı. Biz bu gibi çalışmalarda ilk adımın GERB ile atılabileceğine
inanıyoruz. İşin doğrusunu gelecek gösterecektir.
Neden yeni parti kurmaya
hazırlanan Kasim DAL ile beraber değilsiniz?
Kasim DAL 20 seneden beri Bulgaristan’ın
siyası hayatında var olmuştur. Bizce Kasim DAL Bulgaristan’ın siyası hayatındaki
ömrünü tamamlamıştır.
Statükoya karşı hainlikle
suçlanmaktan korkmuyormusunuz?
Biz hayatımızın büyük bir kısmını
statükoların değiştirilmesi ve miadını doldurmuş düşünce tarzları ile mücadele
ederek geçirdik. Kimsenin kellesinin iki defa kesildiğini görmedik.
Bultürk Türkiye’de en yeni
derneklerden biri, üyeleriniz kimlerden oluşmaktadır?
Bizim üyelerimizin büyük çoğunluğu Bulgaristan’dan
son 20 yıldır göç eden insanlardan oluşmaktadır. Bu nedenle Bulgaristan’daki
Genel ve Yerel seçimlerde katılım oranımız her zaman Türkiye genelinin üstünde
olmuştur. Rahatlıkla diyebilirim ki, en yüksek katılımı bizim üyelerimiz
gerçekleştirmektedir. Bu sadece Bulgaristan ile ilgili seçimlerde değil Türkiye’deki
seçimlerde de katılımımız yüksektir. Biz üyelerimizin hem Bulgaristan’daki hem de
Türkiye’deki siyasi ve sosyal hayata aktif rol almalarını öğütlüyoruz. Netice
itibarıyla yaptığımız faaliyetlerde farklılığımız açıkça görülmektedir. Biz insana
değer veren yeniliklere açık bir sivil kuruluşuz.