Rafet Ulutürk: Bu gidişat değişmeli

четвъртък, октомври 04, 2012 |


Rafet ULUTÜRK Kimdir?  46 yaşında Kırcaali’nin Köseler köyünde doğdu. Filibe’de (Plovdiv) Vakıf Müdürü olarak görev yaptı. 1997 yılında Türkiye’ye göç etti. Türkiye’ye geldikten sonra sırasıyla, Balkan Türkleri Dayanışma ve Kültür Derneği Sekreterliğinde, Bulgaristana ihracat yapan ADN İç ve Dış Tic. Firmasında danışman, İstanbul Valiliği Türk Dünyası ve Akraba Toplulukları Koordinatörlüğünde, görev yaptım ve 2011 yılında da BULTÜRK Genel Başkanlığına seçildi.

Sn. ULUTÜRK son 20 yıldır demokrasi döneminde göçmenlerin oyları %99 neden HÖH’e verildi?
Meseleye geniş bir perspektiften bakmak lazımdır. Bu nedenle cevabım biraz uzun olacaktır. Sadece Türkiye’deki Bulgaristan vatandaşlarının oyları değil Bulgaristan’da Türk ve Müslüman topluluğunun ağırlıklı olduğu bölgelerde de oyların %99 u HÖH e gitmektedir. Dönem dönem inişli çıkışlı grafik çizebilir, ancak ortalamada oylar sürekli HÖH e gitmektedir. Bizim meselemiz oyların kime gittiğinden ziyade mensubu olduğumuz topluluğa ne gibi hizmetlerin verildiği, sorunları ile ne kadar ilgilenildiğidir. Gelelim sorunun esasına. Biz de bazı sorulara cevap arıyoruz. Herkesin malumu olduğu gibi Bulgaristan’daki Türk toplumu ancak orta çağda görülebilecek baskı ve şiddette maruz kaldı. Hatta kültürel soykırım yanında insanlık suçları da işlendi. Altı aylık bebek sırf Müslüman ismi taşıyor diye kurşunlandı. Şimdi şapkamızı masaya koyup düşünelim. Bütün bunlar karşısında Bulgaristan ne yaptı? 20 yıldır tek bir dava dahi açılmadı, suçluların adeta ölmesi bekleniyor. Bulgaristan’da bu katillerin ve tiranların peşine düşecek cesur bir savcı yok mu? Biz kaç kişinin sorgulanıp yargılanacağı ile ilgilenmiyoruz. Bu yüz kişi de olabilir yüz bin kişi de olabilir. Ancak işlenen suçlara karşı Bulgaristan kayıtsız kalmamalıydı. Bu nedenle oyların belli yönlerde gitmesi yadırganacak bir durum değildir.
Biz Bulgaristan’ın kendi geçmişi ile bir an önce yüzleşmesini ve hesaplaşmasını bekliyoruz. Biz bu yüzleşmeyi ve hesaplaşmayı GERB’in gerçekleştirebileceğine inanıyoruz. Bunun hiçbir şekilde intikam duygusu olarak algılanmasını istemiyoruz. Sadece suçlular hak ettiği cezayı bulmalıdırlar. Unutulmamalıdır ki, bu suçluların içinde bazı Türkler de var.  Bundan Bulgaristan’ın kaybı olacağını düşünmüyoruz tam aksine güvenin sağlanması anlamına gelecektir.

Sizler Türkiye’de göçmen derneklerini çok iyi tanıyorsunuz, sizce hepsi de mi HÖH’e yakınlar?
Göçmen derneklerinin tamamına yakını 70-80 li yıllarda kurulmuştur. Bu yıllarında siz ne manaya geldiğini çok iyi biliyorsunuz. Yani yine geldik yukarıdaki yüzleşme ve hesaplaşma meselesine.
Geçmişin izlerini silmek kolay değildir. Bu nedenle çok çaba sarf etmek gerekir. Yeri gelmişken bir örnek vereyim. 1968 Bulgaristan Türkiye göç anlaşmasının 12.maddesinde sosyal haklar ile ilgili problemlerin bilahare görüşüleceği belirtilmektedir. 44 yıldır bu insanlar beklemektedir. Ne zaman? Bunun gibi daha çok mesele var. Yani insanların zihniyetini değiştirmek bazı şeylerin yapılmasından ve onlara değer verilmesinden geçmektedir. Bu gidişatı değiştirmeye talip olan siyasi partiler bu topluluğun oylarını kazanabileceklerdir.

Önümüzdeki Genel seçimlerde nasıl olacak? Göçmen dernekleri yine mi HÖH’ü destekleyecekler?
Seçime katılacak siyasi partilerin sunacakları seçim programlarına bağlı olduğunu düşünüyorum. Şayet toplumsal güveni sağlayıcı ve artırıcı programlar sunulur ise oy akışında değişiklikler mutlaka olacaktır. Şayet 20 yıllık Bulgaristan’ın demokrasi geçmişini incelersek esasında siyasi partilerin genelini Türk- Müslüman topluluğa karşı güvensiz davrandıklarını kolayca görebilirsiniz. Örneğin, Hangi siyasi parti Kırcaali’de belediye başkan adayını Türk olarak belirleyebildi. Halk artniyeti hemen anlar.  Neticede oylar Türk-Müslüman topluluğunu temsil ettiğini belirten partilere akmaktadır ve akacaktır.

Türkiye’de kriz yok ve insanların yaşam standartları Bulgaristan’a göre çok çok iyi. Bulgaristan’da seçimleri kim kazanacağı neden onları ilgilendiriyor?
Sorunuz bu insanların Bulgaristan vatandaşı olduklarını göz ardı ettiğiniz izlemini bırakıyor bende. Siz Amerika’da yaşasanız Bulgaristan ile tüm ilişkilerinizi koparacak mısınız? Bu insanlar Bulgaristan’da doğup büyümüşler, Bulgaristan’ın vatandaşları. Geride bıraktıkları acı tatlı günleri, büyük bir geçmişleri var. Akrabaları var yakınları var ve onların durumları tabi ki herkesi düşündürmektedir. Bu nedenle Bulgaristan’da kıpırdayan yaprak bile onları ilgilendirmektedir. 
Hiçbir şey belli olmaz bakarsınız yarın 89’un göçü tekrar bu sefer ise geri dönüşü başlar.

Derneğiniz GERB partisi ile köprü oluşturuyor. Neden?
Biz herhangi bir siyasi parti veya sivil kuruluş ile köprü meselesinde değiliz. Biz Türkiye ile Bulgaristan arasında iyi niyet, güven, işbirliği, karşılıklı hoşgörü, iyi komşuluk ve kültürel bağların güçlendirilmesi köprülerinin atılması meselesindeyiz. Nüfusu 100 milyona dayanan Türkiye 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracatı hedeflemektedir. Bu demektir ki, Türkiye bir o kadarda ithalat yapacaktır. Netice itibarı ile bu gün Türkiye ile Bulgaristan arasında 4-4.5 milyar dolar civarında olan ticaret hacmi 40 hatta 60 milyar dolara ulaşacak demektir. Bu ticaret hacmi de Bulgaristan’ın GSMH’sında adeta bir uzun atlayış gerçekleştirecektir ve Bulgaristan vatandaşlarının refah seviyelerinde de bir sıçrama meydana getirecektir. Yani 10 sene devletlerin hayatında son derece kısa bir zaman dilimidir. Biz teşkilat olarak bu gelişmelerden mensubu olduğumuz topluluğun maksimum düzeyde faydalanmasından yanayız. Yani Bulgaristan’daki refah dağılımının tüm kesimlere eşit olmasını arzu ediyoruz. GERB’i de bu politikaları en iyi şekilde uygulayabilecek bir parti olarak görüyoruz. Yoksa bizim meselelerimiz anladığınız gibi siyasi partiler değildir.
Yeri gelmişken şöyle izah edeyim. Kırcaali bölgesinde ahali şimdiye kadar geçimini genelde tütünden bir kısım da hayvancılıktan sağlıyordu. Ancak tütüncülüğün gerilemesi büyük bir refah kaybına sebep olmuştur. Bu nedenle alternatif geçim kaynaklarının araştırılması ve belirlenmesi gerekir. Kırcaali bölgesinde hangi tarım ürünün halkın refahını en iyi şekilde yükselteceğini araştırmak, bulmak ve uygulamak lazım. Bunu da kapsayıcı ve kucaklayıcı bir siyasi parti gerçekleştirebilir. İşte bizim meselelerimiz bunlardır. Şimdiye kadar bunları hiç kimse yapmadı. Biz bu gibi çalışmalarda ilk adımın GERB ile atılabileceğine inanıyoruz. İşin doğrusunu gelecek gösterecektir.

Neden yeni parti kurmaya hazırlanan Kasim DAL ile beraber değilsiniz?
Kasim DAL 20 seneden beri Bulgaristan’ın siyası hayatında var olmuştur. Bizce Kasim DAL Bulgaristan’ın siyası hayatındaki ömrünü tamamlamıştır.

Statükoya karşı hainlikle suçlanmaktan korkmuyormusunuz?
Biz hayatımızın büyük bir kısmını statükoların değiştirilmesi ve miadını doldurmuş düşünce tarzları ile mücadele ederek geçirdik. Kimsenin kellesinin iki defa kesildiğini görmedik.

Bultürk Türkiye’de en yeni derneklerden biri, üyeleriniz kimlerden oluşmaktadır?
Bizim üyelerimizin büyük çoğunluğu Bulgaristan’dan son 20 yıldır göç eden insanlardan oluşmaktadır. Bu nedenle Bulgaristan’daki Genel ve Yerel seçimlerde katılım oranımız her zaman Türkiye genelinin üstünde olmuştur. Rahatlıkla diyebilirim ki, en yüksek katılımı bizim üyelerimiz gerçekleştirmektedir. Bu sadece Bulgaristan ile ilgili seçimlerde değil Türkiye’deki seçimlerde de katılımımız yüksektir. Biz üyelerimizin hem Bulgaristan’daki hem de Türkiye’deki siyasi ve sosyal hayata aktif rol almalarını öğütlüyoruz. Netice itibarıyla yaptığımız faaliyetlerde farklılığımız açıkça görülmektedir. Biz insana değer veren yeniliklere açık bir sivil kuruluşuz.