Открихме най-ранния османски надпис по българските земи

петък, август 09, 2013 |

На най-ранния османски надпис по българските земи се натъкнаха археолозите от експедицията на проф. Николай Овчаров, които продължават проучването на скалния комплекс Перперикон. Става дума за част от метална пластина, върху лицевата част на която ясно личат изписаните на арабица три слова. Според известния османист Катерина Венедикова, която е разчела надписа, смисълът на първата дума е "война/грабителски поход". Следват "заради" и "постоянно/вечно".
Лявата част от пластината липсва и е трудно да се определи пълният смисъл на надписа. Според доц. Венедикова може да се интерпретира като: "Воденето на вечна война води до постоянно забогатяване". А проф. Овчаров отива още по-далеч в предположението си: "Воденето на свещена война води до вечен живот".
"Текстът без съмнение е свързан със завоеванието - коментира археологът пред "Труд". - На задната част на пластината личи как е била прикрепена към метална повърхност, вероятно шлем или броня. Явно е служела като амулет на османски воин. Според мен надписът е ясно свидетелство за свещената война, която бойците е трябвало да водят. След тази находка вече имаме завършена картина на падането на Перперикон - станало е след обсадата от 1361-1362 г., осъществена от османските турци. След тежка битка, която води до много убийства и разрушения, крепостта пада, а оцелелите християни са отведени в робство. Досега само го предполагахме, тъй като през 2005 г. намерихме изпочупени оръжия, осквернени християнски реликви, окови за роби."
Намерените повече от 40 монети на Орхан I Гази, син на основателя на империята Осман, също подкрепят тезата. Сребърните акчета са най-ранните османски монети. Сечени са между 1340 и 1362 г. и са изключително редки, а на Перперикон ги има в изобилие. Именно Орхан I Гази завладява Мала Азия и стъпва в Европа. Според данни от най-ранните османски хроники от края на ХIV в., след като превзема Димотика, отряд от около 300 души завладява и крепост на север - вероятно е Перперикон.

............................................................................................................................................

İLGİLİ YAZI:

Antik dönem yazısı Türk çobanın çıktı


Sabah Gazetesi 
 09.08.2009 

Bulgar profesör, kazılarda bulduğu taştaki yazının 15 yüzyıllık olduğunu söyledi. Ama taştaki yazı, Türk çoban Niyazi Kazım'ın, kendi kazıdığı adından başka bir şey değildi Antik şehirdeki taşların üzerine adını kazıyan Türk çoban neredeyse Bulgaristan'da tarihe geçecekti! 

Filmleri aratmayan ilginç olay, Bulgar profesör Nikolay Ovçarov'un, "Perperikon" antik kentinde yaptığı kazı ve incelemelerle ilgili geçen hafta Kırcaali kentinde düzenlediği basın toplantısıyla ortaya çıktı. Perperikon'da yaptığı kazı ve incelemelerle ilgili gazetecilere açıklamalarda bulunan Ovçarov, yeni bir antik yol kalıntısı bulduğunu söyledi. 

 MUHABİRİ AZARLADI 

Daha sonra da, üzerinde yazı bulunan bir taşı gazetecilere göstererek, yazıların M.S. 4 ve 6. yüzyılı kapsayan geç antik döneme ait olduğunu, yazının da kentin tarih boyunca aldığı isimlerden biri olabileceğini ileri sürdü. Ancak Türk kökenli bir foto muhabiri, kendisinin çok az Türkçe bildiğini ve taştaki yazıların Türkçe'ye benzediğini söyledi. Bunun üzerine öfkelenen Ovçarov gazeteciye, "Biz çözemedik, sen iki dakikada nasıl çözdün?" diyerek tepki gösterdi. Muhabir olayın üzerine gitmeyince de konu unutuldu. 

 TÜRK EDİTÖR ANLADI 
 Ovçarov'un 'tarihi' buluşu, Bulgar basınında geniş yankı buldu. Ancak Kırcaali bölgesinde yayın yapan 'Yeni Hayat' gazetesi editörü Türk gazeteci Nahit Doğu, taşın üzerinde Türkçe olarak "Niyazi Kazım" yazdığını fark etti. Yazı, bilgisayar yardımıyla belirginleştirince de gerçek ortaya çıktı. Gazete, epigrafi (yazıt bilimi) konusunda ülkede otorite olan Prof. Dr. Kazımır Popkonstantinov'dan da görüş istedi. Popkonstantinov da söz konusu taşta 'Niyazi Kazım' yazdığını doğruladı. Bu ilginç durumun ardından araştırmalarına devam eden gazete, taşın üzerindeki yazının yıllar önce bölgede çobanlık yapan Niyazi Kazım tarafından yazıldığını belirledi. Kazım'ın 1989 yılında yaşanan göçten önce bölgede çobanlık yaptığı ve sürüsünü tarihi kent kalıntıları arasında otlatırken can sıkıntısı nedeniyle bulduğu bir taşın üzerine adını ve soyadını kazıdığı belirlendi. Böylece 'tarihi yazı' tartışmalarına da son nokta konulmuş oldu. 

 'ÇOBANLIK YAPARKEN YAZIYORDUK' 
 BULGARİSTAN'DAN Türkiye'ye göç eden ve İzmir'de yaşayan 54 yaşındaki Niyazi Kazım, yıllar önce bölgede çobanlık yaparken taşlara yazılar yazdığını söyleyerek şöyle dedi: "Hayvanları otlatırken canın sıkılır. Eşeğimi bağladığım uzun demirle taşlara ismimi kazırdım. Kaya ya da taşların etrafında eski dönemlere ait taşlar da vardı. Onların üzerine hayvan, nal, haç gibi resimler yapılmıştı. Ben de onlardan esinlenirdim."